
Bu hayata öğrenci olmak için gelenler, öğrenme aşıkları orada mı? Ben bu hayata hem öğretmeye hem öğrenmeye gelenlerdenim. Ve bir öğretmen olarak en kolay yapabildiğim şey öğrenci olmak. Öğrenmeyi sevmek, öğrenmenin bilişsel ve davranışsal özelliklerine hakim olmak, bu hayatta bana verilen beden-zihin yapısının çalışma prensiplerini tanımak bir öğrenci olarak beni avantajlı yapıyor. Ama en önemlisi hocalarımın karşısına her çıktığımda daha önce öğrenmiş olduklarımı sadece ve eğer mümkünse o gün, o derste ve o hocayla çalışacaklarıma yakıt olarak kullanabilme kapasitem bence.
Vedik kültürde hem öğrenciliğin hem de öğretmenliğin farklı kademeleri var. Bu yazıda kısaca öğrencilik hallerinden bahsedeceğim. Hiyerarşik bir sıralama değil de evrimsel bir ilerleyiş gibi düşünmemiz gereken bu farklı seviyeleri hocamdan aldığım ilhamla şöyle sıralayacağım:
- Turist öğrenci
- Erasmus öğrencisi
- Doktora öğrencisi
Turist öğrenci o sahil kasabasını belki bir yaz ya da belki fırsat çıktıkça başka yazlarda da ziyaret edip havasının, suyunun tadını alıp oranın güzelliğini dünyaya yaymak için aracı olan öğrenci tipi. Tamamen o kasabanın kültürü ile özdeşleşmese de eşine dostuna oranın güzelliklerini anlatıp belki onların da o kasabayı ziyaret etmesini sağlayan ve belki onların arasında bir kişinin dahi olsa o kasabaya yerleşmesine vesile olarak görevini tamamlayan ve sırf bu yüzden bile kıymet verilen öğrenci modeli.
Erasmus öğrencisi canıyla kanıyla bileyerek isteyerek bilginin peşinden giderek bir süre o yabancı diyarlarda kalan ve belki çalıştığı o alanda uzmanlaşmasa da orada edindiği deneyimlerle başka bir insana dönüşen orta seviye öğrenci modeli.
Doktora öğrencisi çalıştığı alana, hocasına körü körüne bir inançla değil de o zamana kadar yaptığı çalışmaların da yardımcı olduğu bilinçli bir seçimle bağlı olan; başka bir deyişle güvene dayalı bu ilişkiyi uzun yıllar sürdürebilme kapasitesine sahip öğrenci modeli. Öğrenciyle öğretmenin bir olduğu; aralarındaki ilişkinin ancak kişiliklerinin, egolarının ötesinde bir yerde büyüyebileceği bir birlik hali. Böyle bir öğrenciye Sanskritçe Shishya deniyor. Öğrenciliğin en üst modeli. Soran, sorgulayan, hocasına saygı ve güven duyan, bilginin kutsallığına inanan, bilgiyi satmayı değil içselleştirerek o bilginin vücut bulmuş hali olana kadar beklemeyi bilen, sabırlı ve yılmayan bir öğrenci modeli. Bildiklerini kendi promosyonu için değil, dünyanın ve insanlığın iyiliği için kullanan öğrenci. Ve tabii burada bahsi geçen bilgi evrensel yasalarla uyumlu ve zaman/mekan doğrultusunda özü değişmeyen, sadece evrimleşen bilgi.
Bir eğitime ya da okula başladığımızda hemen onu öğretme veya mesleğe dönüştürme eğilimiyle değil de bu öğrencilik mertebesine ulaşmak niyetiyle yol alsak ve öğretmenlik kendi zamanında o öğrenciliğin içinden çıksa hem öğrencilik hem öğretmenlik nasıl da bir tamlık ve gönül rahatlığı hissiyle gelirdi değil mi?
Benim de sonradan öğrendiğim bu öğrencilik basamakları ve her birinin kendine has halleri hem hala iyi bir öğrenci olmama vesile oluyor hem de neden öğretmek istediğimi, öğretmenin ne kadar kutsal olduğunu ve bunu öyle bir sertifikanın veya diplomanın verdiği güçle değil, bilginin içeride yeşerip meyve verdiği ve başka topraklarda tohuma dönüşebilecek hale geldiğinde öğretme halinin kendiliğinden oluştuğunu hatırlamamı sağlıyor.
Merkür gününde hem de retroya girmişken Bilgi’nin yolunda yürüyen herkese ve kendime öğretmenlerimize hayırlı öğrenciler, öğrencilerimize hayırlı öğretmenler olmayı diliyorum.
Sevgimle.
Berrin
Harika yazmışsın Berrin’cim ❤️
BeğenLiked by 1 kişi
Teşekkür ederim Ayça’cığım 🙂
BeğenBeğen